Kafamda yüzlerce fikir dönüyordu cezalandırmak için; saçından çekip yerde sürüklemek, istemediği bir erkekle birlikte olmasını sağlamak, veyahut yalnızca okkalı bir kaç tokat...
Lakin hiç biri yapacağım şey kadar aşağılamayacaktı onu.
Kalk bana su getir diye bağırdığımı hatırlıyorum, zavallı kızcağız koşar adımlarla mutfağa gitmişti, aahahahaha. Ardından suyumu getirdi, ağzıma bir yudum aldım ve tüm yudumu suratına tükürdüm. Gözlerinden çenesine doğru akıyordu.. kahkahamı tutamadım... Sen napıyorsun be? tarzı bir tepki gösterecekti ki, saçından tuttum. '' tek kelime edersen, inan bana pişman olursun '' neden bilmiyorum, bir insanın dediklerimi yapması, dediklerimi yapmak zorunda olması o kadar haz vericiydi ki; eve gittiğimde ıslandığımı hatırlıyorum. her neyse, konuyu dağıtmayalım. Bu şekilde bir kaç kez daha tükürdüm. Git gide daha iğrençleşiyordu, git gide daha da aşağılanıyordu. İşin güzel tarafı bir yerden sonra kabullendi durumu. İşimi bitirdiğimde, lavaboya gidip elini yüzünü yıkama cürretinde bulunmuştu. İzin verdiğimi hatırlamıyorum dediğinde suratı o kadar tatlıydı ki, bir an kıyamayacağımı düşündüm. Sol elimle saçından tutup sağ elimle güzelinden bir tokat yapıştırdım, yüzündeki tükürüğümün etkisiyle tokat sesi odada yankılandı. Bir daha benden habersiz hiçbir şey yapmayacaksın dediğimi hatırlıyorum. O zaman başladı işte bendeki bu kontrol manyaklığı.. Her erkek arkadaşım, hayatıma giren her insan dediklerimi yapmak zorundaydı. Aksi halde hiçbir şekilde hayatımda tutunamazlardı, hepsi de çok güzel farkındaydı ki bu yaşa kadar cinayet işlemeden gelebildim aahahaha.
Siktir git şimdi dediğimi hatırlıyorum, yüzüm ne olacak diye sordu. Öyle gideceğini söyledim. eve gittiğinde de yüzünün öyle kaldığına dair fotoğraf atacaksın. Ailene ne dersen de, umrumda değil demiştim.. Emirlerime uyması için hiçbir sebep olmamasına rağmen; yapmak zorundaydı, biliyordum, biliyordu.. Evine gittiğinde istediğim gibi fotoğrafı gönderdi, altına da temizleyebilir miyim artık tarzında bir şey yazmıştı. izin vermiştim. İlk günden sarsmak istemedim pek fazla. Zira ileriki günlerde fazlasıyla sarsılacaktı.
Benim olayım da bu, yavaş yavaş ruhunuza sinerim.. başlangıçta günde bir kaç defa profilime bakarsınız yalnızca yeni bir şey paylaşmış mı diye, ardından tüm ruhunuzu avucumun içine alırım, ve sizinle işim bittiğinde alacağınız her nefes için bana muhtaç hala gelirsiniz.
Bloga ilgi gerçekten çok güzel ilerliyor. Bu şekilde ilererse hikayeyi en kısa vakitte bitireceğim.